31 Ekim 2009 Cumartesi

Hayatın Gerçekleri

"...o hatunla bunlar abla mabla ayana çok samimi oldular. Bi gün böyle gene bizim evde oturuyoruz gece "yatsan kimle yatardın" şeysindeyiz. Herkes gene bir kadir dedi, bu hatun çıktı
- yaa dışı sizi, içi beni yakar. Geçen gün onların evineydim çok kötü sarhoş olduk, artık iş biraz ilerledi. Kilodunu görünce ben nasıl kaçacağımı bilemedim ordan. Mavi pazar donu giymiş hayvan, bi de kotunun altına yünlü kilotlu çorap desem değil, içlik mi ne varya ondan giymiş. Kafam o kadar iyiydi ama gene de bildiğin kaçtım evden.
diyince, hepimizin kafasında ki slibinin içinden ejderhasını çıkarıp, bizi alev alev yakacak olan Kadir silindi gitti, yerine ırgat Kadir geldi. Bi daha da böyle gecelerde bi Allahın kulu Kadir ismini söylemedi.. Kaç sene geçti hala bebe "mavi donlu" diye anılıyor...."


Demiş Pucca efendi. Ben de kusura bakmasın hemen yapıştırıyorum.

1. O beğenmediğiniz mavi donu birgün siz kendi ellerinizle pazardaki tezgahtan seçip kocanıza kendi ellerinizle giydireceksiniz. Üstelik o don eskimediyse çocuklarınıza bile devredeceksiniz.
2. Aynı durum içlik için de geçerli. Kocanız bilmemne müdürlüğüne giderken takım elbisenin altından üşümesin diye bizzat giydireceksiniz içliği. Hatta kaşıntı yapmasın diye yıkanınca pamuklaşmayan özel modellerden seçeceksiniz. Küçük çocuklarınız için muhtemelen içlik olmayacağından altına pijama giydireceksizin kadife pantolonun.
3.Sizin şuan ejderhasını çıkarıp alev alev yakacak olan adam evliliğin 5. senesi içinde pamuklu pijamasını göbek üstü seviyesine kadar çekip; TV'de ördüğü en ufak bir frikike karşı tombalayo karıştırmaya başlayacaktır.

İtirazı olan ?

When I Was A Little Child...

Sanırım 4 yada 5 yaşlarındayım. Babamla beraber ellerimizde kağıtlar bi yere doğru gidiyorduk. Neresi olduğunu şuan hatırlayamıyorum. Sonra birileri ile buluştuk. Babam elindeki kağıtlara bakarak birşeyler tarif ediyordu. Ardından dedemgilin ovadaki eski evine gittik. Babama sordular "Nerdeydiniz ?" diye. Ben de hemen çocuk aklımda cevaplamıştım "Şuraya gittik. Kadastro yaptık." diye. Aile erkanından bir kahkaha fırtınası koptu. Tabi ben yaptığım hatanın farkında olmayarak kızdım biraz "Neye gülüyorsunuz ?" diyerekten....

Dün bu anımı tekrar rüya olarak gördüm. Şimdilerde hakikaten babamın bir mesklektaşı olarak babam ile birlikte çalışıyorum. Ve şuan anlıyorum ki bazı şeyler gerçekten tesadüf değil...

27 Ekim 2009 Salı

Domalan

Öncelikle daldan dala atlayacağım. Özür diliyorum.

1. Arazi Çalışması Dersinde bakkalın canımda görmüş olduğum bir yazı kendine doğru çekti beni. Camda "Domalan bulunur" yazıyordu. Sordum "Kaptan bu domalan nedir ?" diye. Cevabı "Ortağaam o bir manthar türüdür" oldu.

2. Muğlanın Bodrum ilçesinde Domalan diye bir mevkii ismi var bilginiz olsun.

3. Biraz siyasi olacak ama çok doğru bir tesbit. Türk milleti olarak domalanı affetmeyiz. Doğrudam skeriz...

Kaynak: Bobiler.Org

Aman Doktor

Alkol problemine karşı çilekli gofret tedavisi oldukça başarısız bir yöntem...

Biraz Linger dinleyelim bari...

24 Ekim 2009 Cumartesi

Hayata Dair

Hergün kendimi biryerlerden atma düşüncesi beynimi kasıp kavururken iyi ve ya kötü ufacık şeylerle yeniden bağlanabilmek...
Oldukça Salakça Birşey. (Aslında çok da gereksiz)

23 Ekim 2009 Cuma

Ve Tanrı Aşkı Yarattı

Yıllar sonra benim için zamanında çok özel olan birisiyle yeniden buluştum. Az sohbet hal keyif, havadan sudan muhabbet. Yaklaşık 15 dakika kadar. Ardından çok uzunca bir sessizlik. Çaylarımızı bitirdik. Dedi ben artık kalkayım. Ben de müsaade ettim. Ve anladım ki yıllar sonra buluşacak olmanın iki tarafa da vermiş olduğu heyecan ve beklentinin karşılanmaması ile yılların ikimizden de alıp götürdüğü şeyler birbiriyle doğru orantılıymış...

Dipnot:Böyle bir yazıyı burada fazla göremezsiniz. Merak etmeyin...

21 Ekim 2009 Çarşamba

Baağyan Bloggerların Dikkatine !

1. Bloglarınızda "Erkekler şöyle basit, böyle salak, böyle bilmemne" tadında yazdığınız yazılar yıllar boyunca elindeki ingiliz anahtarını acımasızca tek hamlede götüne sokmak istediğim tulum giymiş bir uzaylıyı hatırlatıyor.

2. Evcil yada vahşi hayvanlarınızla gerçek hayatta ilgilenin blog aleminde onlarla uğraşmaya gerek de yok. Zira sizin kediniz, fareniz, talantulanız kimsenin skinde bile deyil afedersiniz.

3. Bloglarınızda hayata dair güzel şeylerden bahsedin. Zaten hayat yeterince boktan daha da boktanlaştırmayın bari.

4. Dersimiz bitmiştir. Dağılabilirsiniz...

20 Ekim 2009 Salı

Status

"Nasrettin Hoca birgün bindiği dalı kesiyormuş. Ordan geçen komşusu aşşadan seslenmiş:
-Hocaa!!
-Höyyy!!
-La Hoca geçen sen geçen eşşeğe ters biniyordun ya. Neden ters biniyodun eşşeğe ?

Hoca da cevap vermiş:
-Evet ama ya tutarsa..."

İşte ruh halim aynen böyle...

18 Ekim 2009 Pazar

Güzin Ağbi

1. Arkadaşlarım nolur bana sevgilinizden aldığınız tehditlerden ötürü dert yanmayın. Yoksa ben de sizi tehdit etmek zorunda kalıcam. Yanlış anlaşılmasın arkadaşça.
2. Özel hayatınızı da bana anlatmayın. "Yok ondan hoşlanıyorum yok bunu seviyorum ama bana yüz vermiyor. Geberesice bilmem kimiz seviyor. Ama o motorun teki" deyin. Bu saatten sonra sikimde bile deyil. İsterse tavana kadar biriksin.
3. Bana aşk hakkında sorular da sormayın Bkz. Seven Kalpler Aşk Meşk Evlilik İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.
4. Kocaya kaçarsanız da Allah mesud etsin...

12 Ekim 2009 Pazartesi

A-Sosyal Toplum



Gelin bu saçmalıklara bir dur diyelim...

Seven Kalpler Aşk Meşk Evlilik İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.

Bi arkadaşım blogunda Can Dündar'ın bi yazısını paste etmiş. Allah'tan kuluna akıl fikir ihsan eylemesini diledim. Sonra da "ne hali varsa görsün" dedim.

Açıkçası aşk denen olguya çok da sevecen yaklaşan bir insan sayılmam. Özellikle dakka başı aramalar makara kukara agucuk bıcı bıcı vidi vidi gibi durumlar hiç haz almadığım şeyler.

Yina başka bir arkadaşım "Aşk hormonların bedenimize oynadığı bir oyundur." demişti. Ben de "Hassktir lan ordan. Oğlum herşey burada başlayıp burda bitiyo. Naha bu kafatasının içindeki 1 kglik et parçasının içinde". Kendimce haklı olduğumu düşünüyorum.

Aşk dediğin olduğunun sonu evlilik çocuk yapma neslini devam ettirme olduğuna göre, bence aşk bir Limited Şirketidir. Nasıl Ltd Şti kurmak için ticaret sicilden onay bekliyorsanız akabinde sözleşme yapıyorsanız evlilik için de anne babadan onay ve akabinde evlilik defterine attığınız kıytırık bir imza gerekiyor. Tabi böyle kıa annattığıma bakmayın Ltd Şti için yığında prosedür var. Aynı prosedür evlilik için de geçerli. Yok sözü yok nişanı yok düğünü yeni ev hazırlığı, kız tarafı yatak odası beğenir oğlan tarafı beğenmez daha bir sürü şey. Kız ve oğlan tarafının aileleri birbirlerini yerken gelin ve damat adayımız kendilerini birer sidik yarışı içerisinde buluverir.

Lafı uzatmayayım sonuçta aşk dediğiniz şey tamamen bir ortaklıktır. Ortaklığın en temel kuralı diğer ortağının haberi olmadan malı götürebilmektir.

Saygılarımla...

Dipnot: Aşağıdaki Sarıkaya Eseri Hislerime Bilmukabele Tercümandır.

1 Ekim 2009 Perşembe

Bass Booster

Yahu nasıl bir bass anlaşınız var sizin clubberlar anlamıyorum. Üstelik o kadar aleti bir arabaya nasıl sığdırıyorsunuz anlamıyorum. Üstelik bu ses sistemiyle ofisin camlarını titretebilecek kadar nasıl açabiliyorsunuz hiç anlamıyorum.

Topunuzu eşşekler kovalasın...

Hello World

Evet gördüğünüz üzere bu blogun ilk yazısı oluyor. Zaten anlamamışımdır neden şu ilkerde hep "Hello World" olayını. "Merhaba dünyalı biz dostuz" der gibi.

Neyse efendim benim blog maceralarım uzun süreden beri devam ediyor. Sanırım 2002'den bu yana var. Tabi bu süre zarfında birkaç site değiştirme durumum oldu. En sonuncu kendi ismimi taşıyan bir blogdu. Fakat bu blogun kapanması pek hoşuma giden bir sebepten dolayı oldu. Nitekim artık okuldan mezun olup iş hayatına atılmamdan "Götü başı oynayan" bir mühendis olamayacağımdan dolayı siteyi kapatmak zorunda kaldım. Başka sebepleri de var tabi. Bloguma insanları mutlu edecek şeyler yazmak zorundaydım. Bu da benim sinirime dokuluyordu. Çünkü hayatım oldukça koşuşturma ve birilerini memnun (hatta tatmin) etmekle geçtiğinden üstelik bunu bir de net ortamında yapamayacağımdan ötürü sitemi kapattım. Zaten çok bile dayandı.

Neyse efendim. Benden şimdilik ilk uyarı. Aklıma ilk geleni buraya yazacağımdan ötürü "Vay efendim bana yada benim gibilere şöle demiş tüüü sana kötü insan niye böyle yapıyorsun" diyenlerin de amına koyarım. Diyenleri destekleyenlerin de amına koyarım.

Bu kadar. İlk yazıya fazla bile...



Kopirayt mopirayt hikaye. Şurdan bi ufak al üstü kalsın...