"...o hatunla bunlar abla mabla ayana çok samimi oldular. Bi gün böyle gene bizim evde oturuyoruz gece "yatsan kimle yatardın" şeysindeyiz. Herkes gene bir kadir dedi, bu hatun çıktı
- yaa dışı sizi, içi beni yakar. Geçen gün onların evineydim çok kötü sarhoş olduk, artık iş biraz ilerledi. Kilodunu görünce ben nasıl kaçacağımı bilemedim ordan. Mavi pazar donu giymiş hayvan, bi de kotunun altına yünlü kilotlu çorap desem değil, içlik mi ne varya ondan giymiş. Kafam o kadar iyiydi ama gene de bildiğin kaçtım evden.
diyince, hepimizin kafasında ki slibinin içinden ejderhasını çıkarıp, bizi alev alev yakacak olan Kadir silindi gitti, yerine ırgat Kadir geldi. Bi daha da böyle gecelerde bi Allahın kulu Kadir ismini söylemedi.. Kaç sene geçti hala bebe "mavi donlu" diye anılıyor...."
Demiş Pucca efendi. Ben de kusura bakmasın hemen yapıştırıyorum.
1. O beğenmediğiniz mavi donu birgün siz kendi ellerinizle pazardaki tezgahtan seçip kocanıza kendi ellerinizle giydireceksiniz. Üstelik o don eskimediyse çocuklarınıza bile devredeceksiniz.
2. Aynı durum içlik için de geçerli. Kocanız bilmemne müdürlüğüne giderken takım elbisenin altından üşümesin diye bizzat giydireceksiniz içliği. Hatta kaşıntı yapmasın diye yıkanınca pamuklaşmayan özel modellerden seçeceksiniz. Küçük çocuklarınız için muhtemelen içlik olmayacağından altına pijama giydireceksizin kadife pantolonun.
3.Sizin şuan ejderhasını çıkarıp alev alev yakacak olan adam evliliğin 5. senesi içinde pamuklu pijamasını göbek üstü seviyesine kadar çekip; TV'de ördüğü en ufak bir frikike karşı tombalayo karıştırmaya başlayacaktır.
İtirazı olan ?